Yıl 2012. Adana'da yaşayan ancak aslen Niğde'li olan Hasan Amca, ofisime gelip, yiğeninin Niğde'de tutuklandığını, cinayet ile suçlandığını söyledi. Hemen görüşmeleri yapıp, Niğde Cezaevi'ne gittim. Görüşmeler, savunmalar, duruşmalar vs. Nihayet karar günü geldiğinde, Hasan Amca'da dahil kalabalık bir akraba kitlesi içerisinde duruşma salonunda kararı dinliyorduk. Mahkeme "tasarlayarak adam öldürme" suçunu sabit görerek "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasına hükmetti ve cezadan hiçbir indirim yapmadı. Sanık olarak yargılanan Ahmet, ne olduğunu anlamadı, sağa sola baktı, sonra dönüp "ağırlaştırılmış müebbet hapis ne demek ki" diye serzenişte bulunurken Hasan Amca, duruşma salonunda bulunduğu yerden "Güle güle Ömer'im, güle güle" demesi üzerine sanık Ahmet donakaldı. 

Ben tabi anlamadım. Adana'ya dönüşte Hasan Amca ile aynı arabadaydık. Tabi moreller bozuk. Bir ara fırsatını bulup sordum, "Nedir bu güle güle Ömer'im meselesi". Hasan Amca hafif bi gülümsedi. Ya boşver dercesine kafasını sallasa da ısrarımla anlattı. 

Zamanın behrinde yaşlı ve felçli bir adam oğlu ve geliniyle yaşarmış. Az biraz toprağı eken oğlu, geçimini böyle sağlarmış. Havanın iyi olduğu günlerde yaşlı adamı yanına alır, tarlaya yakın nehrin kenarına babasını bırakır, karısıyla beraber tarlaya çalışmaya gider, ara ara da babasına bakıp kontrol edermiş. Yaşlı ve felçi amca nehirden gelip geçenlerle sohbet eder, nehri seyreder, nehrin akışına bakarmış. Gel zaman git zaman bizim yaşlı amca,nehrin tüm huyunu öğrenmiş. Çocuklar gelir nehirde yüzerler, balık tutarlar, eğlenirler, yaşlı amca da bu gençlere bir şey olmasın diye hep müdahale edermiş. Günlerden bir gün Ömer isimli bir çocuk, nehrin kenarına gelmiş, üzerini soymuş, yüzmek için tam nehre girecekken, yaşlı amca seslenmiş: "Ömer, Ömer! Oradan girme suya, orası derin, bu taraftan gir!" Ömer, yaşlı amcayı hiç umursamamış. Yaşlı amca "Etme Ömer, yapma Ömer" diye bağırsa da nafile. Ömer, atıvermiş kendini suya. Kısa bir süre sonra boğulmaya başlayan Ömer "Kurtarın beni, boğuluyorum, yardım edin" diye bağırsa da ne yaşlı amca kalkıp yardım edebilir, ne de Ömer'e yetişebilecek kimse varmış etrafta. Ömer boğulup giderken yaşlı amca "Güle güle Ömer'im güle güle" demiş. 

İşte hikaye bu. Ne zaman birisi umutsuz bir vakaya düşse, bu hikayeye atfen "Güle güle Ömer'im güle güle" derlermiş. 

Ama Allah'ın işi işte. Hasan Amca her ne kadar bizim Ahmet'e "Güle güle Ömer'im" dese de sonralarda Ahmet'in kararını Yargıtay bozdu. Ahmet lehine ağır tahrik uyguladı. Tabi Ahmet tahliye oldu. Ama yakındır, Yargıtay'dan ikinci karar gelir. Bekliyoruz bakalım, Yargıtay Ahmet'e ne diyecek...